2 Aralık 2007 Pazar

Kanser Hastalarına Söylenmeyen Gerçekler – 1

Toronto Hasta Çocuklar Hastanesi Sinir Sistemi Cerrahisi uzmanı ve
Gelişimsel Biyoloji alanında araştırmalar yapan
Dr. Peter Dirks,

“Kanser kök hücrelerinin artık sadece lösemi ya da meme kanserinde değil,
diğer hücrelerden başlayan kanserlerde de önemli olduğunu biliyoruz”

dedi.

Michigan Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden gelişimsel biyoloji ve iç
hastalıkları uzmanı Dr. Michael Clark, Nature dergisinde çıkan ve bu
araştırmayı değerlendirdiği yorum yazısında,

“Bu korkunç hastalığa karşı verdiğimiz mücadelede kanser kök hücrelerinin tanımlanması çok önemli bir aşamadır. Tümörlerin büyümesini başlatan ve yöneten bu hücrelere karşı geliştirilecek ilaçlar etkili tedaviler başlatabilir” dedi.

Michigan Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Max Wicha ve Dr. Michael F. Clarke yönetimindeki araştırmacılar, meme kanseri içinde çok küçük bir hücre grubunun yeni kanser tümörleri meydana getirme gücüne sahip özel bir hücre grubu, kanser kök hücreleri olduğunu kanıtladı.

“Güncel kanser tedavilerinde yanlış hücreler hedefleniyor olabilir. Gerçek tedavi hedefinin, tümör içindeki, sağlıklı kök hücrelere çok benzeyen küçük bir hücre grubu olması gerektiği anlaşıldı. Bu hücreler hem kendi kendilerini üretebiliyor, hem de tümör dokularındaki uzmanlaşmış tümör hücrelerini yaratabiliyorlar”.

· Lösemi kök hücrelerini keşfeden, Stanford Üniversitesi’nden (Kaliforniya) Dr. Irving L. Weissman, “Bu çalışma yeni bir çağ başlatacaktır. Elimizdeki bütün kanser ilaçları tümör kitlesini küçülten ilaçlardır. Bu çalışma tümörü küçültmenin yeterli olmadığını gösteriyor. Tamam, tümör kitlesini küçültelim, ancak kanser kök hücrelerini yok edemiyorsak, kanser tekrar geri gelecek ve ilerleyecektir” dedi.

· Bugün yapılan kanser tedavisinde tümördeki hücrelerin büyük bir bölümünü öldürerek başarıya ulaşıyoruz. Ancak, kanser kök hücreleri öldürülmediği için kanser bir süre sonra yeniden ilerlemeye başlıyor
Whitehead Biyomedikal Araştırmalar Enstitüsünden Dr. Robert
Weinberg.

Ortopedik Onkoloji yardımcı profesörü ve UF Shands Kanser Merkezi
öğretim görevlisi Dr. C. Parker Gibbs,

“Güncel kanser tedavisinde tümör kitlesinin büyük bölümü hedef alınıyor ve tümörün içinde bulunan az sayıdaki habis kök hücreler tahrip edilmiyor. Bu nedenle tümörler bir süre sonra yeniden büyümeye ve hatta metastazlar yapmaya başlıyor” dedi.

Almanya’nın Münih kentinde bulunan Ludwig-Maximilians Üniversitesi araştırmacıları, pankreas kanserinin vücuda yayılmasına (metastaz yapmasına) neden olan özel bir dizi kanser kök hücresini tanımladılar.

Kanser kök hücreleri, hem kendi kendilerini, hem de diğer hücre tiplerini üretebilme yeteneğine sahip hücrelerdir.

Araştırmacılar, pankreas kanseri kök hücrelerinin kemoterapi ilaçlarına karşı dirençli ve yeni tümörler meydana getirme gücüne sahip hücreler olduğunu tespit ettiler.

· Houston, Texas’daki M.D. Anderson Kanser Merkezi’nden Lösemi uzmanı Dr. Jean-Pierre Issa, “Kanser Kök Hücrelerini yok edebilirsek, hastaları iyileştirmeyi başarabileceğiz” dedi.

Belki de rahmetli Erdal İnönü’nün de doktoruydu sayın Issa.

Çok açık bir şey söylüyor:

Kanser kök hücrelerini yok edebilirsek (yani, şu anda yok
edemiyoruz), hastaları iyileştirmeyi başarabileceğiz (yani, şu
anda hastaları iyileştirmeyi başaramıyoruz).

KEMOTERAPİ VE KANSER KÖK HÜCRELERİ
DR. M. KÜRŞAT BOZKURT

YAKINDA KİTAPÇILARDA
“Kanserli bir tümördeki hücre yığınını bir arı kovanına benzetebiliriz. Kovanda milyonlarca işçi arı ile birkaç tane de ölümsüz kraliçe arı uyum içinde çalışır. Kovanı kuran ve ilk işçi arıları üretenler kraliçe arılardır. İşçi arılar sadece kısa ömürlü işçi arıları meydana getirir.


Kraliçe arılar ise “sonsuza kadar” hem kendi kendilerini, hem de işçi arıları üretirler. İşte kanser tedavisinde bugüne kadar yaşadığımız başarısızlıkların nedeni olan “kanser kök hücreleri” ölümsüz kraliçe arılardır. Hastalara verilen kemoterapi ilaçları ve radyoterapi kraliçe arıları öldüremiyor. Sadece işçi arıların bir bölümünü öldürüyoruz ve bir süre sonra kraliçe arılar
bizi mağlup ediyor.”

DR. M. KÜRŞAT BOZKURT

Hiç yorum yok: