6 Aralık 2008 Cumartesi

Allah'ın sevdiği eş nasıldır?

Yaklaşık iki yüz yıldır, aralarına katılmak için devlet yöneticilerimizin kapısında durdukları Batı dünyası ve kültür ortamı, her şeyimiz gibi aile yapımızı da ciddi boyutlarda tahrip etti.

Aile içinde hürmet gösterdiğimiz kavramları ve olayları, televizyonlarda gördüğümüz üç – beş batı hikâyesi ile çoktan değiştirdik.

Milli şairimiz, merhum Mehmet Akif'in ifadesiyle; "gayesiz bir fikir ile" bize ait her mevcudu, her değeri resmen yıkıma terk ettik. Devlet tarafından aileden sorumlu bir devlet bakanlığı kurulmasına rağmen aile mefhumumun içini hızla boşaltıp, toplumsal huzurun tek kalesi olan aileyi terk ettik.
Yıllardır, 'özgür kız'lardan söz edip durduk. Çağdaşlaşma adına, ahlak ve maneviyatın kökünü kuruttuk. Şimdi de ahlaksız yetişen nesilden, annesini döven çocuklardan yakınıp duruyoruz.
Kitle iletişim araçları "mahrem" bir köşe bırakmadı. Önce eşler arasındaki eşitlikten söz ettik, sonra da hayatın müşterekliğinden. Allah'ın ne söylediğine kulağımızı kapattığımız için, kendi uydurduğumuz yalanlarla bu günlere geldik. Artık en ufak tartışmada boşanma ile sonuçlanan 'naylon' evlilikler yapılıyor. Ahlak ve maneviyatı hızla çöken bir toplumda, tek korunak ve güven ortamı; ailedir. Bütün olumsuz gelişmelere rağmen, hala ahlak değerlerini korumak ve eski güzel günlere geri çevirmek mümkün… İslam, dünya ve ahiret saadeti için, yeni yuva kuracak gençlere ve yeni kurulmuş ailelere yapmaları gereken her şeyi anlatıyor. Peygamber efendimiz (sav), Allah'ın sevdiği eşlerin özelliklerini bizlere öğretiyor;


- Kim biriyle parası için evlenirse Allah onu Fakir kılar
Peygamberimizin şu hadisine dikkat etmemiz gerekir; "Kim bir kadınla sadece soyu, şerefi ve itibarı için evlenirse, Allah o kimseyi zelil eder. Kim bir kadınla sadece malından dolayı evlenirse, Allah onu fakir kılar. Kim de gözünü haramdan korumak, ırz ve namusunu muhafaza etmek, akrabası ile ilişkilerini devam ettirmek için evlenirse, Allah bu evliliği iki taraf için de hayırlı ve uğurlu kılar"

Eşi, kişi için 'göz aydınlığı'dır
"Rabbimiz! Bize göz aydınlığı olacak eşler ve çocuklar ver" (Furkan Suresi 25/74) Ayetinde "göz aydınlığı" diye nitelenenler öncelikle "dindar eşler" dir. Huy güzelliği "dindarlık" la desteklenmesi halinde, sürekli mutluluk sebebi olur. Bu da göz aydınlığının ta kendisi olsa gerektir.

Uyarılar
Tercihini ve seçimini dindar eşten yana kullanması istenen Müslüman erkeklere, Hz. Peygamber şu gerçeği de hatırlatmıştır; "Müminlerin en olgunu, ahlakı en güzel olanlardır. Sizin en hayırlılarınız kadınlarına karşı hayırlı olanlarınızdır" "Geçimini üstlendiği aile bireylerini ihmal etmesi, kişiye vebal olarak yeter" Tirmizi'de geçen bir hadiste peygamberimiz; "Kocası kendinden razı olduğu halde ölen kadın cennete girer" buyurmuştur.

Bu hadis ise, hem bir teşviki hem de bir tespiti ihtiva etmektedir. Aile hayatında kadın, öteki unsurlardan ağırlıklı bir yere ve role sahiptir. Kadının yaratılışı gereği alıngan ve çabuk kırılan bir yapısı vardır. Dolayısıyla çevresindekileri ve öncelikle eşini rahatsız etme ihtimali büyüktür. Bu sebeple de Hz. Peygamber'in hanımlara yönelik uyarı ve irşatları daha yoğundur.
İşte bu yoğunluk bile, dindar aile için "dindar eş" seçiminin lazım geldiğini ortaya koymaktadır. Giderek karmaşık bir hal alan toplum değerleri, aile yapısının geçmiştekinden çok daha sağlam olmasını gerekli kılmaktadır. Bilinen bir gerçektir ki, insanı üretici olduğu sürece değil, yaşadığı sürece değerli bulan, ona aile ortamında bakan bir aile kadar hiç bir şey mutlu edemez. Hangi darülaceze sakini gerçekten mutludur? Hangi huzurevindeki anne ya da baba gerçekten huzurludur?

İnkâr edilemez bir gerçektir ki, herkes evinde rahat eder. Evler ve aileler birbirlerine tahammül etmesini bilen sadakat ve feragat sahibi eşler sayesinde huzur yuvası olabilir.
Bu sebeple "aile yuvasını" geçici hevesleri tatmin ocağı olarak değil, sonuçları itibariyle öteki dünyaya uzanan, oradaki hayatın şeklini tayin eden "ebedi bir kurum" olarak görmek gerekmektedir. Böylesi bir bakış açısına sahip eşlerden oluşan aileler, daha doğrusu "dindar aileler" dünya için olduğu kadar gerçek istikbal için de güven kaynağıdır.
 
- Eşitlik değil, sadakat ve itaat
Sevgili Peygamberimiz, ailedeki denge, huzur ve mutluluğu sağlamak için on sahabe tarafından rivayet edilen bir hadiste hanımlara da şu gerçeği hatırlatmıştır; "Şayet ben bir insanın bir başkasına secde etmesini emredecek olsaydım, hanımın kocasına secde etmesini emrederdim" (Ebu Davud) Bu hadis üslup ve vurgu olarak ailedeki huzurun "sadakat ve itaat" noktasında toplandığını göstermektedir.

- Dünyada elde etmek için gayret gösterilecek üç kıymet
Sevgili Peygamberimiz İbn Mace'de geçen bir hadisinde, dünyada elde edilmesi için gayret gösterilmeye değer bulduğu kıymetleri; "Şükreden gönül, zikreden dil ve ahiret işlerinde kocasına yardımcı olan dindar hanım" olarak bildirmiştir.
Şuna da işaret edelim ki, dindar eş seçimini tavsiye eden hadis, dindar kişileri arkadaş edinmeyi de teşvik etmektedir. Burada erkeklere yönelik olarak söylenmiş olan "dindar olanı seç" tavsiyesi, aslında ve tabii olarak, hanımlara da yöneliktir. Onlar da evlenecekleri erkeklerde öncelikle "dindarlık" vasfını aramalıdırlar.

Ebu Hüreyre (ra)'den rivayet edildiğine göre Peygamber efendimiz şöyle buyurdu:

"Bir kadınla dört özelliği için evlenilir; malı, soyu, güzelliği ve dini için... Siz dindar olanını seçin"

Bu sebeple olmalı ki, ailenin kuruluşundan itibaren dikkat edilecek ana konular Sevgili Peygamber'imizin mübarek hadis-i şeriflerinde açıklanmıştır. Bunlardan bir kaçına işaret etmek gerekiyor. Peygamberimizin hadisi; eş seçiminde dikkate alınan dört unsuru, vakıayı tespit çerçevesinde saymaktadır. "Vakıayı tespit" demek, insanlar arasında adet olanı, olduğu gibi dile getirmek demektir. Yoksa "siz de öyle yapın" anlamında değildir. Nitekim Efendimiz açıkça Müslümanlara, eş seçiminde "dindar olanı" tercih etmelerini tavsiye etmiştir.

Güzelliğin, zenginliğin ve soyluluğun hem geçici hem de olumsuz gelişmelere ve didişmelere gebe nitelikler olduğu binlerce kez tecrübe edilmiştir. Ancak "dindarlık", bütün beşeri ve dünyevi özellik ve niteliklerin özünde ve ötesinde, her türlü şart altında faydası görülecek ve kendisiyle mutlu olunabilecek bir vasıftır. Dindar eş ve aile bazılarının sandığı gibi sadece sıkıntılı zamanlar için değil, mutlu ve sevinçli zamanlar için de aynı derecede gerekli ve geçerlidir.

Hiç yorum yok: