31 Ocak 2008 Perşembe

Secde etmek kanserden koruyor

Mısır'ın başkenti Kahire'de bulunan Ulusal Işın Teknolojisi Merkezi'nde yapılan bir bilimsel araştırma, ALLAH'a secde etmenin insanı kanserden koruduğunu ortaya çıkardı.Araştırmayla ayrıca secdenin hamile kadınlar için de oldukça yararlı olduğunu ve ceninin şekil bozukluğuna uğramasını engellediğini, bunun yanında yine birçok bedensel ve psikolojik hastalıklara iyi geldiği tespit edildi.

Işın Teknolojisi Merkezi Bölümü Başkanı Biyoloji profesörü Muhammed Ziyaeddin Hamid, bu çağda insanların her yönden elektromanyetik dalgalara maruz kaldığını ve bu nedenle daha fazla ışın aldığını belirterek, vücutta biriken bu yükün mutlaka dışarı atılması gerektiğini bildirdi. Araştırma sonucu vücutta biriken elektromanyetik yükün ALLAH'a secde ile dışarı boşaltıldığının belirlendiğini dile getiren Mısırlı bilim adamı, bilimsel araştırmaların insan boyunun küçüldükçe elektromanyetik dalgalara uğrama oranının daha da azaldığını gösterdiğini söyledi.

azanın yerle teması enerjiyi boşaltıyor İnsanın secde halindeyken elektromanyetik dalgalara daha az maruz kaldığını ve alnın yere değmesiyle vücuttaki elektromanyetik yükün dışarıya boşaltıldığını tespit ettiğini kaydeden Profesör Ziyaeddin, secde halinde olan bir insanın yedi organının yerle temas etmesinin boşaltımı hızlandırdığını ve bunun yorgunluk ve bazı hastalıklara iyi geldiğini ifade etti.

Araştırmaların elektrik yükünün vücuttan sağlıklı bir şekilde atılması için secde anında kıbleye dönmek gerektiğini gösterdiğini bildiren Profesör Ziyaeddin, Kâbe'nin yeryüzünün merkezi olduğunu ve yeryüzünün merkezine yönelmenin vücuttaki elektrik yükünü dışarı atmak için en uygun pozisyon olduğunu söyledi. Beş vakit farz namazın vücuttaki elektrik yükünün dışarı atılması için yeterli olduğunu belirten Mısırlı bilim adamı, uyku esnasında vücutta oluşan unsurların sabah namazıyla dışarı atıldığını ve insanın güne sağlıklı ve canlı bir şekilde başladığını kaydetti.

Öğle, ikindi ve akşam namazlarının günün yorgunluğunu ve stresini azalttığını ve insana psikolojik bir rahatlama sağladığını söyleyen Profesör Ziyaeddin, yatsı namazıyla gün boyu vücutta oluşan yükün geri kalanının dışarı atıldığını ve insanın rahat bir şekilde uykuya dalmasının sağlandığını belirtti.

11 Ocak 2008 Cuma

Sabah namazına en uzaktaki camiye gidin

Soğuk suyla alın abdestinizi.. Sıkı giyinin. Dilinizde ve yüreğinizde tesbihatla yürüyün.Namazınızı kılıp, aynı usûlle dönün. Nasıl canlandığınızı göreceksiniz..Sağlıklı hayat için size 7 tavsiye
1. Alkolü, teini, kafeini bırakın: Kahve, kafeinli gazlı içecekler ve çikolata, çaydaki tein böbrek üstü bezlerini uyararak geçici bir enerji sağlar. Etki geçince bitkin bırakırlar. Alkol ve diğer uyuşturucularda bu durumun daha da fazlası vardır.

2. Tam tahıllar, baklagiller ve sebzeler beynimiz ve bedenimizi en etkin şekilde çalıştıran besinlerdir. Potasyuma ve sodyuma ihtiyacımız var. Salatalık ve kereviz suyu harika birer enerji kaynağıdır. Çiğ sebzeler bedenimizin enerji üretimi de dahil olmak üzere tüm işlevlerini yöneten katalizörler olan enzimlerle doludur.

3. Yedikleriniz size zarar veriyor olabilir. Veya besin duyarlılığınız olabilir. Bunu test yaptırarak anlayabilirsiniz. Besin duyarlılığı, en çok buğday, süt ürünleri, yer fıstığı ve işlenmiş gıdalardaki kimyasallara karşı rastlanır.

4. Bedene ve beyne giden oksijeni egzersizle artırın. Spor yapın. Vakit bulamıyorum bahanesini bırakın. Mesela sabahları erken yapacağınız yürüyüşler, bedeninizin günlük saatini düzenler. Sabah namazına en uzaktaki camiye gidin.. Bu arada tesbihatınızı sürdürün. Ogün başka spor yapmaya ihtiyacınız kalmaz.

5. Yaradılış fıtratına uyun ve vaktinde yatın, vaktinde kalkın. Uyku sırasında bedenimiz, gün boyu algıladığı fiziksel ve zihinsel bilgiyi işlemden geçirir. Hepimizin uyku ihtiyacı farklı olsa da yetişkinlere ortalama 8 saat uyku yeterlidir.

6. Bol su için. Soğuk değil, ılık. Azıcık su kaybı bile enerjimiz düşürür. Kendinizi yorgun hissediyorsanız bir bardak ılık su içmeyi deneyin.

7. Boyun bölgesindeki adaleleri esnetmek beyne giden kan ve oksijen miktarını artırır. Bu adaleler gergin olurlarsa kan akışını ve sinirlerden gelen sinyalleri engelleyerek hem enerjimizi düşürürler hem de konsantrasyonumuzu bozarlar

9 Ocak 2008 Çarşamba

Coca-Cola Bakanlıkta!...

DÜNYA ÇOCUKLARINA HEDİYE, COCA-COLA YARGILAMASI SONUÇLANDI…
YARGITAY, “GEREKENİ BAKANLIK YAPSIN” DEDİ…
DÜNYA İÇECEĞİ COLA, TÜRKİYE’DE KÖŞEYE SIKIŞTI!...


Coca-Cola davasını değerlendirecek olan, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı personeli, konu ile ilgili bilim adamları, akademisyen ve uzmanlardan oluşan komisyonun 22 Mart 2007 tarihli kararında, Kolalı içeceklerden çocukları uzak tutun UYARISI YAPTI!...

Noel Baba Barış Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Karabulut ile Tüketici Hakları Koruma Genel Başkanı sayın Ali Ulvi BÜYÜKNOHUTÇU tarafından 18 Eylül 2006 tarihinde açılan dava da sona gelindi.

Coca-Cola isimli içeceğin, içeriğini açıklaması ve üretiminin durdurulması amacıyla 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun gereğince anılan içeceği üreten COCA-COLA İÇECEK A.Ş hakkında, Antalya Tüketici Mahkemesi’nin 2006/388 E. sayılı dosyasında dava ikame edildi. Mahkemenin 19 Mart 2007 tarihinde 2007/61 K. sayılı ilamı ile, iddia ve savunmalara esas somut durum, hukuki dayanak ve gerekçeleri yeterince oluşmasına rağmen, yargının denetimine açık olmayan istekle ilgili idarenin-bakanlıkların yetkili olduğu YARGITAY İLAMI ile anlaşıldı. Bunu üzerine 26 Aralık 2007 tarihinde konuyla ilgili bakanlıklara, Coca-Cola’nın yaptığı yazılı savunma tekrar hatırlatıldı.


Davalı savunmasında, “Coca-Cola ürününün emsalleri içerisinde dünya genelinde en çok tüketilen ürün olmasını sağlayan, ürünün ayırıcı lezzet ve kalitesi esasen Coca-Cola Özütü, müvekkil firma tarafından kullanılmaya başlandığından beri, 100 yılı aşkın bir süredir sır olarak saklanmış, dünyanın hiçbir yerinde hiç kimseye açıklanmamıştır. Bu nitelikteki bir ticari bilginin Ticari Sır niteliğinde olduğu dünya kamuoyu tarafından da TARTIŞMASIZ olarak kabul” edildiğini belirtmiştir… Şikayetin özünü oluşturan bu husus ile aslında davalı, kendisini “sorgusuz” bırakarak, “ayıbının” ortaya çıkmamasını, TARTIŞMASIZ olarak kabul edilmesini istemektedir!... Buna mukabil 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un amaç başlıklı 1. maddesi gayet açıktır.

İlgili kanun kapsamında yani Türk Gıda Kodeksi’nin emredici hükümleri gereğince de gıda ürünlerinin etiketlerinde, içeriklerinin yer alması bir zorunluluktur. Bu nedenle Coca-Cola'nın Ticari Sır dediği söz konusu içeceklerde kullanılan ve savunmalarında “Coca-Cola Özütü gıda aromalarının bir karışımıdır”, derken, bahsettiği aromanın ve karışımın ne olduğunu kesinlikle açıklamak zorundadır. Anlaşılacağı üzere ortada açıklanması gereken bir formül değil, “Coca-Cola’nın, bitki mi yoksa hayvansal özü mü” olup olmadığı vardır.

Diğer tarafta insan sağlığı, dünya içeceği olan Coca-Cola'nın ticari sırrından(günahından) çok daha önceliklidir. Coca-Cola ürünlerinde, “...içeriğinde bulunan Coca-Cola Özütü’nü, ürün üzerinde...” belirtmemesinin nedenini, “ürünün ayırıcı lezzet ve kalitesi Coca-Cola Özütü sayesinde elde edilmekte...” olduğunu gerekçe olarak göstermesi ise ciddiyetten ve üretim disiplininden yoksunluktur.

4 Ocak 2008 Cuma

Bor madeniyle prostat kanseri tedavisi!!

Bor madeniyle prostat kanseri tedavisi, Üronkoloji Ödülü'ne layık görüldü

Manisa Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Talha Müezzinoğlu'nun bor madeninin prostat kanserine olumlu etkisi konusunda yaptığı araştırma Uluslararası Klinik Üronkoloji Ödülü'ne layık görüldü. Erkeklerde çok görülen hastalıkların başında gelen prostat kanserinin tedavisiyle ilgili Doç.Dr. Talha Müezzinoğlu'nun yaptığı araştırma dikkat çekti. "Bor madeni prostat bezini küçültebiliyor mu?" sorusundan yola çıkılarak araştırma yaptıklarını anlatan Müezzinoğlu,

"Bor madenlerinin yoğun olduğu Balıkesir bölgesinde yaşayan insanlarda prostat bezinin küçük olduğunu veya iyi huylu olarak büyüdüğü tespit ettiklerini söyledi. Önce saha çalışması yaptıklarını anlatan Müezzinoğlu, şöyle konuştu:

"Bireylerde kanserin etkilerinin ne durumda olduğunu araştırdık. İki yıldır yaptığımız çalışmada Balıkesir bölgesinde yaşayan insanlarda prostat bezinin daha küçük olduğunu belirledik. Çünkü bor madeni bölgede yaşayan insanlara sebze ve meyvelerin yanı sıra su ve diğer yollarla geçiyor. Elde ettiğimiz bulguları laboratuvar ortamına döktük ve deney hayvanlarında prostat kanseriyle bor arasındaki ilişkiyi bulmaya çalışıyoruz. Ayrıca bor madeninin saha çalışmasında prostat kanserini nasıl etkilediğini bulmak için araştırma çalışması yapmaya devam ediyoruz."

Bor'un prostat kanserini önlediğine dair kesin bir şey söylemelerinin şu aşamada mümkün olmadığını anlatan Müezzinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak borun olumlu etkilerinin olduğunu düşünüyoruz. Bu bir ön çalışmadır. Ancak bu tedavi yönteminin ilaç aşamasına gelmesi için uzun yıllar gerekecek. Eğer bu ilaç düzeyinde kullanılacak bir duruma gelirse Türkiye bu konuda öncü ülke olabilir ve kazanç sağlar. Çünkü dünyada bor madenlerinin yüzde 75'i Türkiye'de bulunuyor."

Prostat kanseriyle ilgili bilgi veren Doç.Dr. Talha Müezzinoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Prostat bezi her erkekte bulunur. ABD'de erkeklerde en çok görülen hastalık budur. Daha çok ilerleyen yaşlarda ortayı çıkan bu hastalık prostat bezinin büyümesi sonucu oluşur. Türkiye'de de erkeklerde en çok görülen hastalıklar arasında yer alan bu kanser türü prostat bezi küçültülerek tedavi edilir. Borun bu büyümeyi önlediği yönünde bulgularımız var. Çalışmalarımız sürüyor. Saha çalışmaları oldukça masraflı. Bu konuda Ulusal Bor Araştırma Merkezi çalışmalarımıza destek verdi."