15 Mart 2008 Cumartesi

İsrail’in tohum tuzağı

 

 

İsrail genetik yapısıyla oynadığı tohumları Türkiye'ye satarak milyonlarca dolar kazanıyor... Ancak bu tohumlardan elde edilen ürünler hem sağlık sorunlarına yol açıyor, hem de tekrar tohum elde edilemiyor.

 

 

Türkiye, 2007 yılında İsrail ile ticaret yapan ve İsrail'in en çok ihracat yaptığı ülkeler arasında ilk 10'a giren tek Müslüman ülke oldu. İsrail İhracat ve Uluslararası İşbirliği Enstitüsü verilerine göre Türkiye, 2007 yılında yeniden İsrail'in en çok ihracat yaptığı 10 ülke listesine girdi. Enstitünün rakamlarına göre İsrail geçen yıl Türkiye'ye 1.2 milyar dolarlık mal sattı. Buna göre İsrail'in geçen yıl Türkiye'ye yönelik ihracatı yüzde 49 artırarak 1.2 milyar dolara çıktığı ve Türkiye'nin yeniden İsrail'in en büyük 10 ihracat pazarı listesine girdiğine dikkat çekildi. 18.9 milyar dolarlık ithalatla ABD'nin başını çektiği İsrail'in en büyük 10 ihracat pazarı listesinde geçen yıl 10. sırada yer alan Çin 13. sıraya gerilerken yerini Türkiye'ye bıraktı. Buna göre İsrail'in en büyük 10 ihracat pazarı listesi sırasıyla şöyle: ABD, Belçika, Hong Kong, İngiltere, Almanya, Hollanda, Hindistan, Fransa, İtalya ve Türkiye.

500 MİLYON DOLAR İHRACAT AÇIĞI

Dış Ticaret Müsteşarlığından alınan bilgilere göre İsrail'in Türkiye'ye en çok kimyasal madde sattığı belirtiliyor. Türkiye'ye yapılan toplam satışların yüzde 39'unu oluşturan kimyasal madde ihracatı, geçen yıl yüzde 32 artarak 450 milyon dolara ulaştı. Müsteşarlığın verilerine göre İsrail'le yapılan ticarette Türkiye sürekli ihracat açığı veriyor. Dış Ticaret Müsteşarlığı 2007 verilerine göre Türkiye İsrail'den 1.6 milyar dolarlık ithalat, 1.1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirirken 500 milyon dolarlık ihracat açığı oluştu. Üstelik bu rakama askeri alımlar dâhil değil. Türkiye İsrail'e otomotiv, demir-çelik, kablolar, seramik, mücevherat, beyaz eşya ve temizlik ürünleri ihraç ederken İsrail'den de petrol yağları, kimyasal plastik maddeleri, hurda metaller, tıbbi cihazlar ve tarım ürünleri ithal ediyor.

KOCA: İSLÂM ÜLKELERİYLE TİCARETİMİZ YETERSİZ

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Mustafa Koca, ticareti, siyasi ilişkilerin belirlediğini ifade ederek, Müslüman bir ülke olarak Türkiye'nin İsrail'den çok; yakın çevresindeki Müslüman komşularıyla ticaretini artırmaya özen göstermesi gerektiğini söyledi. ABD'nin, diplomaside İsrail'in elini güçlendirmek için yüksek teknolojide Türkiye'yi İsrail'e mecbur ettiğini kaydeden Koca, "Türkiye bu tür bağımlılık ilişkilerinden kendisini kurtarmalıdır. Avrupa'da komşu ülkelerin birbirileriyle ticareti yüzde 70'ler düzeyinde. Biz, son birkaç yılda yoğun çabalar sonucu yüzde 30'lar seviyesine çıkarabildik. Şahsiyetli bir dış politika açısından bu oranının yukarılara çekilmesi gerekiyor" diye konuştu.

İSRAİL TOHUMLARI TÜRK TARIMINI TEHDİT EDİYOR

Öte yandan gen teknolojisinde oldukça ileri olan İsrail'den kaçak yollarla Türkiye'ye sokulan genetik yapısı bozulmuş tohumların Türk tarımını tehdit ettiği belirtiliyor. Geçtiğimiz Aralık ayında Atatürk Havalimanı'nda bir İsrailli, piyasa değeri 100 bin YTL olan 3 kilogram domates tohumu ile yakalanmıştı. Hibrit (genetik yapısı değiştirilmiş) tohumlarının, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın izni ile yalnızca ABD, Hollanda, Fransa ve İsrail'den kurallar dâhilinde ithal edilebiliyor. Türkiye genetik yapısı ile oynanmış tohum ithali için yıllık yaklaşık 100 milyon dolar para harcıyor.
 
Vakit'e konuşan Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı İbrahim Yetkin, genetik yapısı değiştirilmiş tohumların bir çeşit silah olduğunu dile getirerek; sağlık sorunları gibi yol açabileceği yan etkilerin tam tespit edilmediği için bu tohumların Türkiye'de kullanılmamasını istediklerini söyledi. Yetkin, sadece bir kez yüksek verim alınan hibrit tohumlarından yeni tohumluk alınmadığı için de, tohumculukta ihracatçı ülkeye bağımlılığa sebep olduğuna dikkat çekti.

vakit

 



--
Tarihine sahip çıkmayanların,istikballeri olmaz.  
اللهم صلي وسلم وبارك عليك يا حبيبي ياشفيعي يا قرة عيني يا محمد
Yavuz Sultan Selim Diyor ki:

Bu seferlerimiz, bu sıkıntılarımız ve bu perişanlıklarımız, hep gönülleri birleştirmek, İslam Birliğini tesis etmek içindir.

Mülk Allah'ındır. Kim Allah'ın yardımı olmadan istediğini elde etmede zafere ulaştığını söylerse, Allah onu kahreder ve aşağı derecelere indirir.

Vükela ve ümeranın süslü elbiseler giymesi, padişahlarına tazimden ileri gelir. Biz Allah'tan başka kime tazime mecburuz ki, bu külfeti ihtiyar edelim? Bizim Padişahımız vücudu saran libasa değil, ruhun içindeki inanca bakar.
                      
Serhat ERDEMLİ

Hiç yorum yok: